Müzikalite Nedir?
Türk dilinde kulanılmakta olan müzikalite sözcüğü dilimize Fransızca'dan girmiştir. Fransızcası musicalité olan bu sözcük anlamı olarak Türk Dil Kurumuna göre ahenk ve uyumlu olma anlamlarını taşır. Türk Dil kurumunun Fransızca çevirisini yaptığı bu sözcük günümüzde bu anlamların yanı sıra müzikte evrensel anlamını da taşımaktadır.
İngilizce'de ise Musicality sözcüğü dilimizde ki müzikalite sözcüğü ile tam bir anlam bütünlüğü oluşturmaz ve bu sözcük bir anlamda Türkçe'de kullandığımız Müzikal (Danslı gösteri) anlamında kullanılır.Müzikalite Müzik ve Kalite sözcüklerinin birleşmesini sonucunda oluşmamıştır. Dilimize yeni giren bir sözcük değildir. Genellikle müzik ve kalite sözcüklerinin birleşmesi olduğu ön yargısı ile kullanılır.
Tonal Müzik Nedir?
1920’ li yıllarda ünlü müzisyen ve besteci, Arnold Schöenberg tarafından oluşturulan atonal (tonal olmayan, belirli bir tonal sisteme bağlı olmayan), müzik formudur. On iki ton müziğine göre, bir oktavlık bir dizi içerisinde on iki adet yarım ses bulunmaktadır ve bu seslerin her biri var olan tonal yapıdan çıkartılarak, aynı değere sahip ses konumuna getirilmelidir. Tonal yapıda yoğunlukla kullanılan dörtlü ve beşli aralıklar, on iki ton müziğinde bir defa kullanılmasına karşın daha çok, ikili veya üçlü aralıklar tercih edilir. Yine bu kuralların yanı sıra, bu müzikte, armonik ya da anarmonik kavramları kullanılmaz. Yani majör ve minör, do diyez – re bemol gibi kavramlar yoktur.
Schöenberg’ in temel biçim adını verdiği Grundgestalt, on iki ton müziğinin kalıbıdır. Bu temel biçim, belirli bir şemaya göre yazılacak eserdeki, armonik, melodik ve ritmik yapının elde edilmesinde kullanılan yapıdır. Eser içerisinde, farklı ritmik yapılar kullanılarak yeni motif ve temalar oluşturmak da mümkündür.
Schöenberg’ in atonal yapıyı kullanarak oluşturduğu sistem şu şekilde işlemektedir. Öncelikle, kromatik diziyi oluşturacak olan, on iki ses ki bunlar tonal müzik çağrışımlardan uzak bir biçimde ve çoğu zaman da simetrik olarak sıralandırılmalıdır. Oluşturulan bu dizi, polifonik sistem içerisinde bulunan konturpuan yapısına göre kullanılır ancak işleyişinde aslında bu yapıyı yok kabul eder.
Bu yapı;
Oluşturulan dizinin baştan sona doğru okunması
Oluşturulan dizideki aralıkları ters olarak kurmak
Oluşturulan dizinin sondan başa doğru olarak okunması
Oluşturulan dizinin, ayna olarak adlandırılan armoni tekniği ve bu aynanın tersten okunması olarak dört biçimde kullanılır. Bu dört dizinin on iki sese aktarılmasıyla da, kırk sekiz dizilik bir yapı elde edilmiş olur. Burada bulunan on iki seste, merkez olarak kullanılmaz ve her ses birbirine eşit aralıklardadır. Kullanılan bu teknik, bestecinin, dikey ya da yatay çizgiler oluşturarak arka arkaya bu dizileri kullanmasıyla zenginleşir. On iki ton müziğinde en önemli nokta ise, dizi içinde hiçbir ses dizi tamamlanmadan tekrar edilemez. Bu şekilde artık hiçbir ses diğerinden daha önemli ya da daha önemsiz değildir.
Tonal yapıda sesler, belirli bir çerçeve içerisindedir ve bu çerçeveye uymak zorunluluğu vardır. Örneğin; Do majör bir tonda, en önemli ses do, sesidir ve sansible olan si sesi do sesine gitmek ister. Bu açıdan do sesi çemberin başlangıcı ve bitişidir diyebiliriz. Ancak on iki ton müziğinde bu şekilde bir düzene rastlayamazsınız çünkü her ses birbirine eşittir. Genel olarak tonal müziğe karşı olarak ortaya çıkmış olan on iki ton müziği, günümüzde kullanılmasına karşın artık pek çok varyasyonu da bulunmaktadır. Pek çok besteci bu sistemi kendine göre geliştirmiş ve değiştirmiştir. Klasik çözülmeler ve gerilmelerden sıkılan bestecilerin, yoğunlukla başvurduğu bir sistemdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder